Alevi inancında, Ruh’un anlamı.

Alevi inancında, Ruh’un anlamı.
Insanın kendi özü, maneviyatı. Tekrardan öze ulaştıran, ruhun kendisidir. Varlık Birliği yani Allah, Evren, Insan sistemidir.
Ruhun kabiliyetlerinden, bir kaç örnek; Şuuruyla kendini fark etmek-farkına varmak, aklıyla idrak etmek-anlamak, vijdaniyle tartmak-karar vermek, hayal güçüyle planlamak-uygulamak, hafızasiyle bilgi toplamak-depolamak, kalbiyle sevmek-sevilmek, vs.
Bundan dolayıdır ki kişinin dünya yaşamında yaptıklarından sorumlu tutulan ruhtur. Dolayısiyle insan öldükten sonra ödüllendirilen veya cezalandırılacak olan bedenin kendisi değildir, ruhtur. Allah, Hz.Adem’in cesedini topraktan şekillendirdikten sonra ona kendi ruhundan üflemiş ve böylece Hz.Adem hayat kazanmıştır.
Canab-ı Hakk, insanı iki varlıktan-emanetten var etmiştir;
1. Birinci varlık: Insan bedeninin topraktan olduğu için, tekrardan toprağa dönmesi yani toprak olacaktır.
2. İkinci varlık: Insana hayat veren ve onu düşünen, anlayan, idrak eden bir kişi haline sokan maddi olmayan ölümsüz varlık. Bu varlık(ruh) Allah’ın emaneti olduğu için, dolayısiyle tekrar sahibi olan Allah’a dönecektir
Bu tanımdan yola çıktığımızda, insanın dünyasını değiştirmesinden sonra, beden toprak olurken, ruh ebedi olduğu için, yaşamaya devam etmektedir.
Ruh hakkında, yapılan bazı yorumlar;
* Mutlu olmak istiyorsak, hayatın cisimde değil, ruhta olduğuna inanmalıyız. (Tolstoy)
* Bizi şartlardan çok, ruh yapımız mutlu kılar. (Voltaire)
* Ruhu öldürmek, cismi öldürmekten daha büyük bir cinniyettir. (Gerhart Hauptmann)
* İnsan ruha bakmalı, güzel bir vücutta güzel bir ruh olmazsa neye yarar. (Euripidies)
* Gören, duyan yalnız ruhtur, geri kalan her şey sessiz ve sağırdır. (Epicharm)
* Ruhun da vücut gibi ihtiyaçları vardır. (Rousseau)
* Basit bir ruh mutluluklarla övünür, felaketlerle de yere serilir. (Epicure)
=Seyyid Hakkı=