Alevilikte Inanç - Seyyid Hakkı sayfamızı önerelim ve yönlendirelim. Seyyid Hakkı, 1965 Dersim doğumlu ve Ehli Beyt yazarı, Seyyid Seyfettin Ocağı evlatlarındandır. Aşk ile Canlar...
Seyyid Hakkı
Seyyid Seyfeddin Ocağı

Alevi ve Sünni islam anlayışı


Alevi ve Sünni islam anlayışı
Islam dünyası içerisinde  Islam anlayışı farklılıkların olduğunu biliyoruz, bu farklılıklar diger Dinler içinde geçerlidir. Farklı yorumlara ve uygulamalara neden olan etkenlerin başında kuşkusuz yaşam bicimleri, gelenekler, kültürler, Din, Dil, sosyal ve siyasal farklılıklar, Farklı çoğrafi koşullar, Ekonomik ortam, çağdaş  Bilimsel ve teknolojik gelişmelerde önemli etkenlerdir.

Bu etkenler, bu farklı yorumları ister istemez getireçektir. Hz.Peygamber her ne kadarki bu farklılıkları önlemek istediysede engel olamadı. En yakın kabileler arasında bile, bırakın farklılıkları düşmanlıklar doğdu. Farklı inançlar ve düşünceler arasında karşılıklı hoşgörü, saygı ve sevgi ortamını yaratmak, Inancı; ekonomik,ve Politik makamlarda degil kendi özlerinde, gönüllerinde taşımak, hem Allahın hem Peygamberlerin hemde Insanlığın ve Çağımızın emridir ve ibadetlerinde en makbuludur. 

Ehl-i sünnet demek; Kur'an ve sünnetin öğrettiği şekilde inanan ve yaşayan cemaat demektir. Bütün mesele, bu cemaatın içinde olmak ve kalmaktır. Çünkü ebedi kurtuluşa vesile olacak iman ve Allahu Teala'yı tanımak ancak böyle mümkün olmaktadır. İmanın hakikati akla ve nefse değil, vahye ve sünnete uymakla anlaşılır. Sünnete uymak için Ashab-ı Kiram'ı tanımak ve takip etmek gerekir. 

Özetlersek
Sünnilikte; Peygamberin yaptıklarını yapmak, söylediklerini yerine getirmek anlamına gelen „Sünnet“ten ismini almıştır ve Islamiyetin Arap yorumudur. şeriat esaslarına dayanır. Doğru yol, Tanrı buyruğu anlamına gelen şeriat, Kur-an ve Hadis kaynaklarına dayanan Müslümanlık yasasıdır. Insanla insan, insan ile Toplum ve insanla Tanrı arasındaki bütün ilişkiler şeriat kurallarına göre düzenler. (Allaha, Meleklere Kitaplara, Peygamberlere, Kıyamete, âhiret hayatına ve kadere iman ilkeleri inancın temelini oluşturur). Ibadetlerinin başında islamın beş Şartı; „Kelimei şahadet, Namaz (Selat), Oruç (Saum), Zekat ve Hac“ gelir.
Alevilikte; Islam gizemciligine (Tasavvufa) ve Dört Kapı 40 makam ilkelerine dayanır. Buna göre şekilcilikten ve katı kurallardan uzak, Tanrı ve insan sevgisine, hoşgörüye, gönül ve Ruh temizligine dayanan bir inanç sistemidir. Anadolu Aleviligi  Şeriat, Tarikat ve Marifet kapılarından gecip hakikata varan bir yoldur.
 

Doğruluğu, temizligi „Nefsine, hidetine, eline,diline ve beline sahip olmayı“ daha açık bir deyişle, ilim ve irfan yoluyla eksiksiz ve noksansız Kamil Insan olmayı emreder. Alevilerde bu dört kapı şöyle ifade edilir:  Şeriatta; Bu benim şu senin, Tarikat ve Marifette; Hem senin hem benim ve  Hakikat kapısında; ne senindir ne benimdir. Burda senligin ve benliğin yok olduğu birlik kapısıdır. burası  „Vahdeti Vucut = Varlıkların birligi“ makamıdır. 

Tanrı ve insan ilişkileri
Sünnilikte; Insan Tanrının kuludur. Insan yaratılmış bir varlık olarak Tanrı karşısında bu kulluk görevini yerine getirmelidir.
Alevilikte;Tanrı ınsanı kendi cemalinden yarattı ve ruhundan ruh verdi. Tanrı insanda görünüş alanına çıktı. Bu nedenle insan Tanrıyı sevmeli, saygı duymalı, Ibadeti tanrıdan korkarak degil, sevgiyle, Aşkla yapmalı. Insan sevdigi şeye inanır.
 

Namaz (Ibadet)
Namaz (Salat) kelimesi Arapcada; hayır  veya  dua demektir.
Sünnilikte; Allah namazı farz kılmıştır. Bu nedenle sabah, öğle, ikindi, akşam ve yadsı olmak üzere günde beş vakit namaz kılınması gerekir.
 
Alevilikte; Namaz, yani Dua, Kur-ani kerimde ifade edildigi gibi, zaman, mekan ve biçimle sınırlanamaz. Onlarki ayakta iken, yatarken Allah-ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılmasını düşünürler der. 

Aleviler neden Camiye gidip namaz kılmazlar?
Namaz (salat) kelimesi Arapcada; hayır veya dua demektir. Sunilere göre Allah namazı farz kılmıştır. Bu nedenle sabah, ögle, ikindi, akşam ve yadsı olmak üzere günde beş vakit namaz kılınması gerekir.
 

Aleviler cami’ye gidenleri veya gitmeyenleri kınamazlar. Öyle bir yasaklama yoktur. Herkes dilediği yerde, dilediği şekilde özgürce ibadetini yapa bilir. Tarihsel olarak Alevilerin cami’ye gitmeyişinin başlıca nedeni, Şahı Merdan Ali’nin Hakk’a yürümesinden sonra, emevi halifeleri döneminde, Muaviye’den Ömer bin Abdül Azizin zamanına dek camilerde Ehli Beyt’e, Ali evlatlarına küfür, hakaret edilmesinden kaynaklanır.

Cami kapılarının üstüne küfür yazdırılmış, içeri girmeden bu küfürlü yazıyı okuyupta girilmesi gerekiyordu, etmeyenlere akıl almaz zulüm yapılıyordu yaptırımlar uygulanıyordu. 

Muaviye Imam Hasan’ın  bulundukları mesciterde bile HAŞA lanet okuttu. Bu kötü adetler, Ömer bin Abdül Azizin zamanına dek sürdü. Şahı Merdan Ali’nin taraftarları öldürüldü, evleri yakılıp yıkıldı. Hz.Muhammed islamiyetinin inkar edilmesi ve özünün boşaltılmasına dayanılmaktadır. 

Diger bir önemli hususda; Anadolu Alevilerine göre namaz, yani Dua, Kur’an-i kerimde ifade edildigi gibi, zaman, mekan, ve bicimle sınırlanamaz. „Onlarki ayakta iken, yatarken Allah-ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılmasını düşünürler de derler“.

Kabe
Sünnilikte; Sünniler, kabesini başka yerlerde ararlar.
Alevilikte; Aleviler kabeyi, Allah’ın evi olan insanın gönlünde ararlar, başka yerlerde degil. Pir  Hünkar, gerçek kabenin „Kamil Insan“ olduğunu, Ademoğlu Kamil Insan’a ve insanlığa yönelmesi gerektiğini söyler.
 

Şeriat anlayışı (Dört kapı kırk makam) 
Sünnilikte; Sadece şeriat vardır ve şeriata bağlı kalınır.  
Alevilikte; Şeriat, Tarikat, Marifet ve Sırr-ı Hakikat olan bu kapıların her birinin 10 makamı vardır. Her can bu dört kapı (Bab-ilim şehrine giren kapı) ve bu dört kapı içinde kırk makamdan geçerek, ruhunu ve benliğini erdemli hale getirerek Kamil-i Insan olur. Pir Hünkar şöyle der "Kul Tanrı’ya kırk makamda erer, ulaşır, dost olur."
 

Oruç
Sünnilikte; Ramazan orucu vardır. Sahur vardır.
Alevilikte; 1-12 Imamlar orucu, 2-14 Masum-u Pak orucu, 3-Hızır orucu, 48 Perşembe orucu, Fatıma Ana orucu. Alevi oruç erkanında sahur yoktur.

Zekat ve Hac
Sünnilikte; Zekat tercihen yapılması gereken bir ibadet olarak değil bir zorunluluk olarak görülmektedir. Fakirlere dağıtılmak üzere belirli gelir grubuna sahip insanların gelirinden yaptığı yardım. Göstermelik bir zekat vermek ve desenler için haca gitmek.
Alevilikte; Alevi toplumsal yardımlaşma ve dayanışma konusunda tüm insanlığa örnek oluşturabilecek düzeyde ileri bir ahlaki özelliğe sahiptirler. Gerek cem evlerine yapılan bağışlar ve dağıtılan lokmalar gerekse musahiplik kurumu dolayısıyla gerçekleştirilen sosyal dayanışma Alevi toplumunda yoksulluğu yok denecek kadar azaltan uygulamalardır. Alevi felsefesinde veya inancında canı cana, malı mala katmak anlayışı vardır. Alevilere göre en makbul Hac ve Zekat, bir gönüle girmektir. Çevresindeki yoksulları, fakirleri doyurmak ve giydirmektir; Onlara iş ve egitim olanakları sağlamaktır. 

Abdest
Farsça kökenli olan „Abdest“ kelimesinin türkçe karşılığı „el yıkama suyu“ demektir.
Sünnilikte; Dini anlamda abdest, namaz için  vucudun belli yerlerini el, yüz, ayak yıkamak ve başının dörte birini mesti etmek  demektir.
Alevilikte; Temizliği ifade eden abdest; sadece namazdan önce, belli formalitelerle değil, insan kendisini her zaman bedenini temiz tutmalı. Bu sadece dini bir gereklilik değil, sıhhı bir zorunluluktur da. Asıl temizlik ruh temizliğidir. Alevilerde Maddi ve Manevi (diş ve iç) olmak üzere iki türlü Abdest vardır. Hem için ve hem dışın temiz olmalıdır diyoruz.

İbadet erkanı     
Sünnilikte; Zikir, semah ve müzik ibadete sokulmaz..  
Alevilikte; Bunlar ibadetin temel öğeleridir-ilkeleridir.
 

Alevilere göre Ibadet
1-Her şeyden önce insan olmak
2-Hakkı, Insanı, Doğayı bir bütün olarak görmek ve sevmek
3-Insanı aydınlığa, doğruya, güzele ve başarıya götüreçek Bilim ve Sanata önem vermek
4-Ilim ve Irfanla olgunluğa varmak ve Kâmil insan olmak
5-Kendisine ve Cevresine yararlı olmak
6-Kimseyi incitmemek, kimsenin hakkını yememek
7-Başkasının düşüncesine, Inancına, yaşam tarzına saygı  duymak ve hoş görü göstermek
8-Kimseyi farklı kökeninden, Inancından, düşüncesinden, renginden ve cinsiyetinden ötür ayıplamamak.
9-73 Mileti bir nazarda görmek
10-Hiç bir milleti ve insanı ayıplamamak 

Alevilikte üzerinde özenle durulan 12 temel ahlak kuralı vardır
Bu ilkeler Alevi yoluna giren, ikrar veren her talip ve candan beklenir.
1-Elini tek tut, 2-Dilini pek tut, 3-Belini Berk tut, 4-Gazabını yutucu ol, 5-Sır saklayıcı ol, 6-Ayıp örtücü ol, 7-Alın açıklığı, 8-Sofra açıklığı, 9-Gönül açıklığı, 10-Aşına sahip ol, 11-Eşine sahip ol, 12-Işine sahip ol


Dini önderlik

Sünnilikte; Hoca, imam ve müfti vardır.    
Alevilikte; Mürşid, Pir ve Rehber vardır.
 

İkrar ve biat  
Sünnilikte; İkrar ve biat yoktur. sadece tanıklık ve bağlılık vardır. 
Alevilikte; İkrar, biat ve teslimiyet vardır.
 

Dünyadaki Cennet
Hz.Muhammed’e cennette verilen Bal, Süt, Elmadan oluşan yemek yer yüzünde var olup en   faydalı besinler arasındadır. Tanrı; süte sevgiyi, Bala aşkı, Elmaya dostluğu bağışlama inancı, cennetin dünyada verildiginin bir ifadesidir. Sevgi, Tanrı, aşk ve dostluk öğretimize göre en güzel  insan değerleridir. Bu değerler kırk makamın en önde gelenleridir. Alevilikte cennete gitmek yerine tarikat yoluyla gerçek sevgiye ulaşmak amaçtır. 
 

Eşitlik
Hz.Muhammed gördügü “Kırkların büyügünü ve küçügünü fark edemedi” hepsi ona eşit gözüktü. Onlar “Bizim kırkımız bir, birimiz kırktır, ulumuz ulu, küçügümüzde uludur” dediler. Buradan esinlenerek büyüklerimiz insanların eşit olduklarını her vesileyle dile getirmişlerdir. Ögretimiz “73 milleti bir gör” der. Biz insanların eşitligine inanmışızdır.

Alçak gönüllülük
Inancımıza göre, Kırklar Allah’ın Peygamberini peygamber olarak aralarına kabul etmemişlerdir. Kırklar onun “yoktan var olmuş bir yoksul oğlu” kabul etmişlerdir. Buda inancımızda alçak gönüllügün ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Alçak gönüllülük, hakikat kapısının birinci makamı olarak ögretimizde yer alır ve bunun tersi olan kendini beğenmişlik insanın uru olarak tanımlanmış ve tanrının yasakları arasında verilmiştir. 

Eşit paylaşımcılık 
Salman-ı Pak’ın parstan getirdiği üzüm tanesini Hz.Muhammed, bir tabak içinde ezerek kırklara pay etmesi öğretimizin temelinin eşit paylaşımcılığa dayandığını en belirgin kanaatıdır. Cemlerde lokmaların mümkün olduğunca her kese eşit paylaştırılmasının kökeni kırklar cemine dayanır.
 

Kadın erkek eşitligi  
Sünnilikte; Kadın erkek ayrı ayrı ibadet yapar. Haremlik selamlık vardır. Onlarda eşitlik söz konusu olmaz, çünkü kadın onların nezdinde bir kul ve aynı zamanda bir metadan farkı yoktur.
Alevilikte; Hz.Muhammed’in yolculuğunda 22 erkek ve 17 kadın, Kırklar Ceminde kadın erkek beraber semah etmişlerdir, Bu inanış Alevilikte kadın erkegin cemde, çalışmada, örgütlemelerde, çoçuk eğitiminde ve her alanda her yerde birlikte olmuşlardır. Alevi toplumu, Süni toplumu ile iç içe yaşadıkları için, Sünilerin bazı geleneklerini işimize geldiği için veya menfaat icabı etkilenip almışızdır. Bu gelenekler Alevi geleneği imiş gibi göstermek, işte yanlışlık burda. Çünkü bu geleneklerin Alevi inancının özüyle uzaktan yakından hiç bir ilişkisi yoktur.
 

Inançtaki  hoşgörü anlayışı
Sünnilikte; Hz.Muhammed, Allah’ın Peygamberidir der içinde çıkarlar.
Alevilikte; Kırklar Allah’ın Peygamberini peygamber olarak aralarına kabul etmemişlerdir. Kırklar Peygamberi aralarına “yoktan var olmuş bir yoksul oğlu” olarak kabul etmişlerdir. Buda inancımızda alçak gönüllügün ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
 

Boşanma ve boşamak
Sünnilikte; Boşamak vardır, hüle vardır, kadını insan görmeme anlayışı vardır.
Alevilikte; Boşanmak vardır ama “boşamak” yoktur. Böyle bir olay geçmişte yaşanmamıştır ve hiç bir zaman Alevi felsefesinde böyle bir kelime yoktur. Herkes birdir.
 

Niçin Alevilerde boşanmak zordur? çünkü dede nikah kıyarken cemaat huzurunda veya vekillerin huzurunda oğlana soruyor, falanca kişinin (Ana ismi anılır) kızını helallığa kabul ediyormusun? evet ikrarını aldıktan sonra zehir da olsa içeçeksin. Onun helallık sözü nikahta kullanılır.  Bunun manevi anlamı oldukça ağırdır. Ömür boyu uyaçaktır. Tabii bu günümüzde ve çağımıza göre zor ve katı bir kural gibi gelir. Ama Alevi öğretisinde geçmişte bu uygulamalar yapılmış ve ona uyulmuştur. 

Sonuç olarak; Aleviliğin, katı Süni şeriatına ne kadar uzak olduğunu gördük. Ebu Ceddimiz bu güne kadar Alevileri katı sünni şeriatına götürmemiştir ki, biz Seyyidler’ de götürelim. Kişiler istedikleri inancı, idolojiyi benimsiye bilirler, ama Alevi toplumunu katı sünni şeriatına götürmeye ve Alevi inancını yeniden tanımlamaya, am hiç kimsenin hakkı yoktur. 

Alevilere göre en güzel Ibadet
Her şeyden önce insan olmak.  Allah’ı, Insanı, Doğayı bir bütün olarak görmek ve sevmek.  Insanı aydınlığa, doğruya, güzele ve başarıya götüreçek bilim ve sanata önem vermek.Ilim ve irfanla olgunluğa varmak ve Kamil Insan olmak. Kendisine ve çevresine  yararlı olmak. Kimseyi incitmemek, kimsenin hakkını yememek. Başkasının düşüncesine, inancına, yaşam tarzına saygı  duymak ve hoşgörü  göstermek. Kimseyi farklı kökeninden, inancından, düşüncesinden, renginden ve cinsiyetinden ötürü ayıplamamak ve insanları bir nazarda görmek. 
=Seyyid Hakkı=

Alevilikte Inanç - Seyyid Hakkı sayfamızı önerelim ve yönlendirelim. * YouTube, Alevilikte inanç-Seyyid Hakkı kanalımız: https://www.youtube.com/user/YediDeryaSohbeti62 * YouTube, Hakk Dergahı TV kanalımız: https://www.youtube.com/@hakkdergahitv8618 * Facebook, Hakk Dergahı muhabbet grubumuz: https://www.facebook.com/groups/244039227002241 * Fcebook, Hakk Dergahı Ilim Irşad sayfamız; https://www.facebook.com/profile.php?id=100057353323519 * WEB sayfamız, Alevilikte Inanç-Seyyid Hakkı; https://www.alevilikte-inanc.de/ * Facebook, Seyyid Hakkı özel sayfamız; https://www.facebook.com/SeyyidHakkiAL/ Aşk ile Canlar...